Uygulama Keşfi, mobil pazarlamacılar için hep zor bir konu oldu.
Uygulama mağazalarında dikkat çekmek için yarışan milyonlarca uygulama içinde rekabet hiç bu kadar büyük olmamıştı ve artık kullanıcılar için seçenekler her zamankinden daha çeşitli.
Uygulama mağazası optimizasyonu, uygulama içi ve kullanıcı edinme kampanyaları hala doğru kullanıcıyı bulmak için önemli olsa da, pazarlamacılara en kapsamlı şekilde fayda sağlayan gelişme, cihaz düzeyinde keşif oldu.
Cihaz düzeyinde keşfin olağanüstü etkilerini özetlemek gerekirse, istatistikleri göz önünde bulundurmak yardımcı oluyor; Android cihazlar, akıllı telefon pazarına yıllardır hükmediyor. 2021 yılında Türkiye’de toplam pazar payının %82’sinden (globalde %70) fazlasını oluşturdu ve veriler gelecekte de pazara hakim olmaya devam edeceğini gösteriyor.
Bu nedenle cihaz düzeyindeki modelde uygulama keşfi (kurulum sihirbazları -widget-, dinamik ön yüklemeler – preload- ve kusursuz günlük uygulama keşfi) gelecekte de uygulama ekosistemini şekillendirmeye devam edecek.
Uygulama içi ve mağazası odaklı keşiften cihaz düzeyinde keşife geçiş, kullanıclıarın akıllı telefonlarıyla etkileşim kurma şeklini tamamen değiştirdi.
Günümüzde kullanıcının talebi, bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmış bir mobil deneyim ve her etkileşimde hiper kişiselleştirmedir. Kullanıcılar, uygulama mağazalarında tam olarak ihtiyaç duydukları şeyi arayarak vakit kaybetmek istemiyor. İhtiyaç duydukları uygulamayı aramaları ve bulmadan genellikle birden fazla uygulama indirmeleri oldukça zaman alıcı…
Örneğin sağlıklı yaşam ve spor ile ilgili bir uygulama arıyorsunuz ve sadece bu kategoride 2020’de 70.000 yeni uygulama eklenmiş durumda.*
Bu, tüketiciler bir çok seçenek sunsa da, o kişi için mükemmel uygulamayı bulmayı oldukça zorlaştırıyor. Bu noktada cihazdaki önerileri, uygulamayı kullanıcılara kişiselleştirilmiş şekilde önererek kullanıclara zamandan ve enerjiden tasarruf sağlıyor.
Uygulama geliştiriciler için ise bunun değeri çok büyük. Hiçbir konvensiyonel yeni kullanıcı kazanımı kampanyasında ulaşamadığı yüksek niyetli (hyper intent) kullanıcıya böylelikle ulaşıyorlar.
Cihaz üzerinde daha kişisel, daha doğal ve kişinin günlük mobil yolculuğunda etkileşim kurarak gerçek kişilere ulaşabiliyor, mobil reklamcılıkta ne yazık ki halen söz konusu olan sahtecilik (fraud) konusu da bu kanalda yaşamıyorsunuz.
Gelin bir kullanıcın 24 saatini ele alalım; Sabah telefon alarmıyla uyanıyor, güne hazırlanırken haberlere bakıp, müzik dinliyor, işe gidiyor, öğlen ofisin yakınındaki cafeden salata alıp, atıştırıyor, eve dönerken toplu taşıma kullanıyor, kulaklığıyla müzik veya sesli kitap dinliyor, eve gidince 15 dakikalık kısa bir evde egzersiz videosu eşliğinde egzersiz yapıyor, bir taksi çağırıp arkadaslarıyla kahve içmeye veya yemeğe buluşuyor, eve geldiğinde uyumadan önce sosyal medya hesaplarını kontrol ediyor. Bu ve benzeri rutinler mobil pazarlamacılara akıllı cihazlarında ulaşmak için sayısız fırsat sunuyor.
Kullanıcıya doğru zamanda, doğru öneri yapmak için sayısız imkan doğuyor; bir taksi uygulaması, bir yemek siparişi hizmeti veya bir sesli kitap uygulaması.
“Zaman Çizelgesi” patentli teknolojisiyle çalışan Appnext öneri motoru, pazarlamacıların kullanıcılara en ilgili önerileri sunmasına, böylece etkileşimi arttırmasına ve kalıcı bir kullanıcı deneyimi bırakmasına olanak tanıyor.
Son birkaç yılda belirgin hale gelen bir şey, insanların artık kişiselleştirilmiş bir mobil deneyim beklentilerinin çok güçlü olmasıdır. Kullanıcılar her geçen gün daha da kişiselleştirilmiş kendilerine özel bir mobil deneyim beklentisindeler ve bunu alamadıkları her an etkileşimden uzaklaşıyorlar. Appnext teknolojisi, uygulama geliştiricilerin ve mobil operatörlerin kullanıcılarla günlerinin her aşamasında sürekli olarak etkileşim kurmasına olanak tanıyor; ortalama bir kullanıcı günlük mobil yolculuğu boyunda 22’den fazla kez Appnext’in cihaz düzeyinde uygulama önerileriyle etkileşime giriyor.
Şimdi esas soru bu rakamı nasıl arttırabiliriz? Çözümlerden biri, kullanıcıların deneyimini iyileştirmek ve bu teknolojiyi onların ihtiyaçlarına göre uyarlamak için teknolojinin akıllıca kullanımını tasarlamaktadır.
Yeni kullanıcı edinme kullanıcı-uygulama ilişkisinin başladığı yerdir. Günümüzün kalabalık uygulama pazarında, organik yüklemeleri arttırmak giderek daha fazla zorlaşıyor. Ancak, uygulama mağazalarındaki büyük rekabete rağmen yeni uygulamalara olan talep halen artıyor.
AppAnnie verilerine göre 2021’de 230 milyar indirme kaydedilerek bir önceki yıla göre 5% artış gerçekleşti.
Kişiselleştirme kullanıcı edinme yolculuğunda en önemli konu… Uygulamanızı, kullanıcıya kritik bir karar verme anında öneriyorsanız süreç çok daha başarılı oluyor. Kişiselleştirilmiş öneri gerçekten ihtiyaç duyulduğunda verilirse, satın alma sürecinin tamamlanma şansı çok daha yüksek: kullanıcı bir hesap açar, arama yapar veya kredi kartı bilgilerini girer ve bir şeyler satın alır.
Müşteriyi elde tutma, bir sonraki adımdır; Bu noktada Appnext teknolojisi kullanıcıları etkileşimde tutma konusunda tam etkisini gösteriyor. Kullanıcı hakkında bilgi edinerek, deneyimlerini özelleştiriyor, uygulamanın kullanışlılığını ve keyfini artırmayı sağlıyor.
Yeniden etkileşime, genellikle büyük uygulamalar ihtiyaç duyar. Pasif kullanıcılar, onları tekrar etkileşime açık hale getirmek için aktif adımlar atılırsa, aktifleşebilirler. Bir kullanıcıya daha önce kullandığı belirli bir hizmeti hatırlatmak ve ilgili zamanda önermek, kullanıcının bir uygulamaya geri dönmesini sağlamak için kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerekiyor.
Temas noktalarını artırmanın en kesin yolunun kişiselleştirme olduğu açıktır. Appnext'in kullanıcıların etkileşimini sağlama stratejisinin temelinde, uygulama pazarlamacılarına, mobil operatörlere ve cihaz üreticilerine, kullanıcılarının ihtiyaçlarını anlamaları için güç veren yenilikçi teknolojiler geliştirmek ve kullanmak yatmaktadır. Mobil cihazlar günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır ve mobil deneyimin bizim kadar bireysel olması gerekir.
*Kaynak ; AppAnnie